Yazacak yeriniz kapandı, gelmeyin!
17 yaşımdan beri gazetelerin içindeyim, birkaç ömre yetecek ilginç şey görüp duydum. Ama hâlâ şaşırabiliyorum ki, bu da bir yetenek olsa gerek. Medya malum artık çok az bir yüzdeyle, ara ara degrade geçişlerle gerçek medya. Olmayacak adam ve kadınlara gazeteci diyor, tüm etik kuralların yıkılmasını izliyor, vasatı yüceltiyoruz. Sonuç; yüzlerce ‘gerçek’ gazeteci işsiz, parasız ya da başka sektörlerle flörtte, öğrenme döneminde.
Bu konu çok su kaldırır, çok masaya muhabbet olur.
Ben bir ayıptan bahsedeceğim; bana göre ayıp!
Malum; maalesef, Radikal basılı basının ardından internet alemine de veda etti; yine işsiz kalanlar oldu. Çok uzun yıllardır bu sektörde olan biriyle konuşurken bir konu açıldı. Aylar öncesinden İstanbul dışındaki bir etkinliğe davet edilmiş, ayarlamalar yapılmış gidecek, gazete kapanmış. Hemen bir telefon “Geçmiş olsun falan filan… Biz sizi davet ettik ‘ama’ yazacak yeriniz yok ya, ne yapsak…” Kem küm! Meslektaşımız da, doğal olarak “Ben de zaten arayıp iptal edecektim” demiş. Ama kötü bir his tabii.
Bence “İletişim nasıl kötü yapılır?” örneği.
Bunlara alışkın olmak lazım, işlerimize göre muamele yapılıyor bize. Tamam. Ama bir insana işsizliğini daha ilk günlerinde hissettirmek reva mıdır, bilmiyorum.
* Dom McKenzie’nin çizimi ana görsel olarak kullanılmıştır.