Size babanızdan ne miras kaldı?

Seyahat

19 Mart 2009 Perşembe, 06:47:26 Güncelleme:06:47:26

Nilay Örnek

Nilay Örnek

“Bakırköy’deki evinin penceresinden 17 yıldır öğrencilere ve otobüstekilere el sallayan 74 yaşındaki Özer İplikçi ölünce, pencere önündeki koltuğuna oğlu oturarak babasının görevini üstlendi.”

İçim bir garip oldu, Hürriyet’ten Gizem Çağlar’ın bu haberini okuduğumda…

Belki Bakırköylü olduğum için, belki ben de pek çok defa Özer Amca’ya el sallayıp gülümsediğim için üzüldüm.

Ama en çok, gülümseyen, insanın içine bir sıcaklık veren birinin daha aramızdan ayrılmasına içerledim.

Ben küçükken “Oha” demek, “Be” demek bize yasaktı.

İnsanların şivelerini taklit ekmek, sokakta yemek yemek de öyle… Sokakta bir şeyler yeme yasağının gerekçesi “Başkalarının canı ister” idi. İnsanların senin yediğinden alacak paraları olmayabilirdi.

“Anladın mı?” diye sormak büyük ayıptı, “Anlatabildim mi?” demek gerekirdi.

Başkalarının kusurlarıyla dalga geçmek, kendinle övünmek, “yaş, maaş, kilo sormak” terbiyesizliğin ta kendisiydi.
Ne olduysa oldu, “normal” hoşgörü, anlayış, saygı ve düşünce “ekstra kibarlık” hale geldi. İşte tam da bu yüzden üzülüyor insanlar Özer Amca gibi insanların dünyadan ayrılmasına, bu yüzden insanlar onun heykelinin dikilmesini istiyor, bu yüzden internette hakkında gruplar kuruluyor.

‘DELİ SANAN DA OLURDU AMA..’

Bu arada Özer Amca’nın oğlu Özay ‘el sallama’ hikayesini şöyle anlatıyor:

“14 yaşımdayken yoldan geçenlere el sallardım. Babam ‘Senin yüzünden dayak yiyeceğiz’ derdi. 17 yıl önce annemi kaybettik, alışkanlığım babama geçti, pencere önünden ayrılmaz oldu. Sabah 7’den 9’a kadar öğrencilere, 14.00’e kadar da otobüstekilere el sallıyordu. Bazıları babamı deli zannederdi. Ama o insanların mutluluğuyla mutlu olurdu. Yaşamım boyunca burada babamı aratmayacağım.”

Belli ki Özer Bey de oğluna “el sallama görevini” değil, “başkalarının mutluluğuyla mutlu olmak gibi bir iç zenginliği” bırakmış.

Eminim pek çok kişinin babasından beklediği miras bu değil ama benim için milyonlara yeğdir… El sallıyorum Özer Amca, sana ve oğluna…