İyi gelecek 5 güzel film

Türkiye halleri

Film severim, çok film izlerim. Ama bugünlerde en fazla kaldırabildiğim gerilim, iyi polisiye. Komedi, iyi mizah film dünyasında niye bu kadar az bilmiyorum… Evet, “Mizah yapmak zor”; evet “Kaliteli komedi yapmak güç” ama ‘kocca’ bir dünyadan, dev film sektörlerinden bahsediyoruz. Israrla soruyorum; hiç mi yok? Ara ara izlediklerimden haber vermeye karar verdim. İşte ilk 5’li…

1- La Bella Époque (Yeni Baştan)

En son izlediğimden başlayayım: La Bella Époque (Yeni Baştan). Hıza, teknolojiye alışamamak… Ya da alışmak istememek. Bir dönemin romantizmine takılı ya da tutkulu kalmak. Birini ilk tanıdığın haliyle çok özlemek… Bazılarımızda var… Peki ya size biri bir döneme dönebileceğinizi söylese…

Hem de bir bilim kurgu maharetiyle değil, becerikli dekorlar, iyi oyunculukla o günlere, o günlerin hislerine bir nebze olsun geri dönebilseniz… Filmin 60’larını geçmiş karikatürist karakteri Victor bunu deniyor. Filmi fikirlerini severek, tartıştığı kavramları -kendimce- çok de doğru bularak ve gülümseyerek izledim. Çok güzel. 

Bu bir romantik komedi. Fransız oyuncu, oyun yazarı, tiyatro yönetmeni ve komedyen Nicolas Bedos’nun ikinci filmi. Cannes Film Festivali’nde de büyük övgüler almış. Duygu dolu bir film. Oyuncu kadrosu pek güzel.

iMDB notu 7.5

2- The Grand Budapest Hotel (Büyük Budapeşte Oteli)

Bence bu filmi kesin daha önce izlediniz.

Hele de uzun zaman olduysa The Grand Budapest Hotel’i (Büyük Budapeşte Oteli) izlemenin tam zamanı. Film Wes Anderson’ın, oyuncu kadrosu etkileyici, hikâye ve o hikâyenin işlenişi, renkler, sahneler, filmin size verdiği genel duygu çok güzel. 

Film, Avrupa’da meşhur bir otelin tanınmış kilit çalışanı Gustave H’nin ve yardımcısı komi Sıfır Mustafa’nın (Zero) maceralarını anlatıyor. Filmin oyuncu kadrosunda Ralph Fiennes, Jude Law, Adrien Brody, Edward Norton, Willem Dafoe, Jeff Goldblum, Tilda Swinton, Harvey Keitel, Bill Murray, Owen Wilson gibi isimler var.

Filmi izledikten sonra ilginç detaylara bakmak isterseniz de böyle haberler var.

iMDB notu 8.1

3- The Fall (Düşüş)

The Fall, iki düşüşle hayatları keşişen, 5 yaşındaki Alexandria (Romanyalı Catinca Untaru) ile Roy’un (Pushing Daisies’in de yıldızı olan Lee Pace) hikâyesi anlatılan…

Kırıkları yüzünden yatağa çivilenmiş Roy’un kendi hayalkırıklıkları, nefreti ve sevgisiyle beslenen bir öyküyü Alexandria’ya bir masal gibi anlatmasıyla başlıyor film…

Ama ne hikâyenin gerisini, ne o masalı, ne de o görsel şöleni anlatabilmek mümkün. Dali’nin tabloları bir araya gelmiş, en güzel renkler, en saf duygular, en harika rüyalar birleştirilmiş sanki…

David Fincher ve Spike Jonze‘nin finanse ettiği filmin yönetmeni aslında klip ve reklam filmleri yöneten Tarsem Singh. Tarsem filmi 4 yılda, dünyanın dörtbir yanında 18 ülkede çekmiş.

2006 yapımı film, Türkiye’de sadece İstanbul Film Festivali’nde gösterilmişi. iMDB notu 7.9

4- The Intouchables (Can Dostum)

Normal şartlarda bir arada uzun vakit geçirmeleri, hele de aynı evde kalmaları pek de mümkün olmayan iki adamın şahane öyküsü. 

Philippe, gustosu yüksek zengin bir iş adamı; bir kaza sonrası boynundan aşağısı kullanamaz hale gelir. Hapishaneden henüz yeni çıkmış olan ve hiçbir bakıcılık tecrübesi olmayan Driss, Philippe’in yeni bakıcısı olun ve eğlence başlar! 

Fransız sinemacılar Olivier Nakache ve Eric Toledano’nun beraber yazıp yönettiği filmin başrollerinde ise François Cluzet ve Omar Sy var.

iMDB notu 8.5

5- Knives Out (Bıçaklar Çekildi)

Hem polisiye, hem de gülümseten film sevenlere.

Ünlü bir suç romanı yazarı olan Harlan Thrombey, 85’inci yaş gününde ölür ve ailesindeki herkes şüphelidir. 

Rian Johnson’nun yazıp yönettiği filmin başrollerini Daniel Craig, Chris Evans, Ana de Armas, Jamie Lee Curtis, Michael Shannon, Don Johnson, Toni Collette, Lakeith Stanfield, Katherine Langford, Jaeden Martell ve Christopher Plummer paylaşıyor.

iMDB notu 7.9

Bir yanıt yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.