
Gözyaşlarımızı bitti mi sandın?
Ne Batı, ne Doğu üzüldü bizimle… Yalnızız, hükümetle benzeşmeyenler iki kat yalnız. Ve
birbirimize vitaminler, moraller vermediğimiz, içimizdeki şeytanlara zülfikârlarla saldırmadığımız sürece de vaziyet acıklı
Biz, Hindistan’da 25 kişinin öldüğü bir tren kazasına nasıl bakıyorsak öyle baktılar.
Bir başlık gördüler ve geçtiler. Üzülmediler, çok önemsemediler, tepki vermediler.
Canımız yanmışken, sevdiklerimizi ya da ‘tanısak severmişiz’ diyeceklerimizi kaybetmişken ve çok ama çok korkmuşken, aklımızı kaybedecek gibi olmuşken, çaresizken, birbirimizi yerken…
Benim ABD’deki koşuda, Paris’teki bistrolarda, konser salonunda ya da Brüksel’de metroda, havaalanında verdiğim tepkiyi, onlar bizim için vermediler.
Küskün ya da kızgın değilim.
Daha önce de yazdım; ’narsistik merhamet’ diye bir şey var ve sadece bize benzeyenlere karşı merhamet duyuyoruz. Herkes kendi kabilesini, kendi çevresini önemsiyor ve ona merhamet gösteriyor. Anlaşılır. Ama…
NARSİSTİK MERHAMETi ANLADIM AMA…
The Independent, sosyal medyada sıkça dile getirilen “Biz herkesin acısını paylaştık, onlar niye bizi düşünmüyor?” isyanını haber yaptı.
Haberin altında tek ama tek bir yorum bile “Haklılar ya biz eşşeğiz, düşüncesiziz vs” demiyordu.
Kimi “IŞID’a destek verdiler hakkediyorlar”, kimi “Erdoğan’ı onlar seçti” diyordu.
Oysa mesela, George W. Bush’u da Amerika seçmişti ama tüm ABD halkı lanetlenmedi.
YÜZDE 100’ÜMÜZ EVDE
Bir şeyi tüm açıklığıyla yeni görüyorum.
Bir dönem yüzde 50’yi evde zor tutarken hepimizi evden çıkamaz duruma getiren ben değilim.
’Yabancı da olsa insan’ ya da ‘Bir kereden bir şey olmaz’ gibi sözleriyle ‘bilinçaltları ağzında’ bir bakan da değilim.
Ortanca hanımlara, ’Fakirin karanfili, zenginin gülü’ ‘esprimsisisine’ gülmem.
Çocuklara tecavüz edenlere, tecavüzü gözümüzün önünde gömenlere yardım etmem. Ama benim kendimi tüm bunlardan ayrı tutmamın, geleceğimi çok etkileyecek biçimde eleştirmemin, ya da İngilizce isyanlarımın bir anlamı yok; yalnızım! Ben de yabancıyım. Yurtta ve cihanda!
Sanırım çare bir araya gelebilmekte. En sevdiğim MFÖ şarkısından arakla, birbirimize vitaminler, moraller vermemiz, içimizdeki şeytanlara zülfikârlarla saldırmamız gerekiyor.

- Edit:
Bu yazının yayınlanmasından sonra, yazıda bahsettiğim haber The Independent internet sitesinin en çok okunan haberleri arasında günlerce (bu acayip bir şey) kaldı. Ve hatta gelişerek…
Ve Bağdat’taki saldırı olduğu gece Türkler Twitter’da Beyaz Şov’u ve Hande Soral’a Hürriyet’in yaptığı ayıbı konuşuyordu. Pakistan’da lunaparka yapılan saldırıda biraz daha merhametliydik ama yine de 46 adlı bir dizi ile Batman vs Superman eleştirileri daha fazlaydı!
Duyarsızlık batıdan doğuya ilerliyor sanırım; Avrupa bize, biz Bağdat’a, Pakistan’a umursamaz…
* Bu yazı Nilay Örnek’in Sözcü Gazetesi’ndeki köşesinde 26 Mart tarihinde yayımlanmıştır.
- Yazının başındaki illüstrasyon Ann Manankina’ya aittir.