Adalet Yürüyüşü’nün son virajında neler oldu?
Adalet Yürüyüşü’nün bitimine 2 gün kala, Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’a girişine denk gelen gün, yani 7 Temmuz 2017’de ben de arkadaşlarımla yürüdüm. İşte birkaç izlenim ve ipucu…
- Nasıl gidersiniz? Normalde çeşitli belediyeler; (Beşiktaş ve Bakırköy gibi CHP’li Belediyeleri aramaz daha mantıklı tabii:) araç kaldırıyor yürüyüş başlangıç noktalarına…
- Biz perşembe günü için sabahın 5.30’una adımızı yazdırmıştık. Ama sonra gözümüz yemedi bir araçla kendimizi bıraktırdık. Yolda da sloganları yazdığımız pankartları hazırladık.
- Türkiye’de bu kadar kalabalık bir organizasyon yapılacak ve her şey bu kadar iyi organize olacak… Zor… Ama olmuştu. Yürüdüğümüz bölgelerin belediyesi ayarlamıştı her şeyi.
- Yürümeye başladıktan bir süre sonra, çay, ayran, su, tuvalet molası verildi. Her şey ücretsiz ve serin olması gereken içecekler serin yani soğuk su, buz gibi ayran…
- Çöpler için de poşetler vardı, çöpler sürekli toplanıyordu.
- Tuvaletler karavanlar halinde ve şaşırtıcı derecede temizdi. Sıra zamanlamanıza göre değişiyor:)
- En sevdiğim şey sanırım bizler yürürken yol kenarlarındaki fabrikalarından dışarı çıkıp tezahürat yapan, destek olan, el sallayan insanlardı. Bir de yoldakiler… TIR’lardan, kamyonlardan, otobüs ve minibüslerden korna çalan, el sallayan destek olan, el sallayan yüzlerce kişi… Biraz duygusaldı…
- Sabah 9’dan yürüyüşün bittiği saate, 16.00’ye kadar yürüdük (22 bin adım imiş) bir kere bile parti sloganı duymadım. CHP dahil hiçbir parti sloganı yoktu. Şarkılar, türküler, ama en çok “Hak, hukuk, adalet” sloganı…
- Öğlen yemeği saatinde alanlara giriyorsunuz ve kutularla yemek dağıtılıyor. İçecek de… Bir de karpuzlar kesiliyor.
- Dönüşte de merkezi yerlere servisler var.
- En kalabalık gün bugün yani 7 Temmuz cuma imiş ama tabii ki, son günler cumartesi ve pazar bitişe rekor katılım bekleniyor.
- Bu arada yürüyüşte Kemal Kılıçdaroğlu’na acayip benzeyen bir beyefendi vardı ve çok komik, aynı onun gibi giyinmiş el sallıyordu gelen geçene…
- Bu arada ben pankartımla “Gazetecilere özgürlük”, “Herkes için adalet ve huzur” diledim. Bunun için de pankartımı tüm gazetecilere, kameralara gösterdim:)
- Kemal Kılıçdaroğlu ile yürüme pozları için kasmaya gerek yok -bence-. Ben bir gazeteci olarak birini aramadım, öne geçeyim, anım olsun diye uğraşmadım. Zaten röportaj da yapmayacaktım. Gayet iyi yürüdüm, adaletsizlikten ağrıyan yerlerime bir miktar oksijen aldım. Türkiye ve dünyanın pek çok farklı yerinden gelen yüzlerce kişinin iyi hali bana da iyi geldi.
İşte yürüyüşten bazı anlar
Meltem Çakır, Müjde Mısırlı ve ben… Mesaj kaygılı yürüdük…