Sevdiysen paylaş bence!
Büyük kararlar almak için hep bir yeni yıl lazım sanki…
İstikrarlı rejimler için pazartesi beklenmeli; sigara bırakmak için aybaşına ne demeli?
Ülkeyi kurtarmak için büyük laflar etmeli, zenginlikse en büyük ikramiye hedeflenmeli.
Bazen diyorum ya “Memleketi kurtarmaya soyunan çok. Ancak ‘küçük’ meselelerle de birileri ilgilenmeli.”
Çok, çok, çok başarılı bir mimar arkadaşım -ki bayağı popüler olduğunu da düşünüyorum- geçenlerde etrafındaki insanların bir huyundan bahsediyordu.
TAKILDIĞIMIZ ŞEYE BAK
“Adam o kadar paralı, başarılı, iyidir de ama bir şekilde Instagram’da sadece kendiyle ilgili işleri beğeniyor. Yüzlerce insan genelde bir kedi, köpek fotoğrafı koyduğumda beğeniyor. Oysa aylar hatta yıllar süren bir emeği paylaştığımda kimse beğenmiyor gibi…”
Başka bir arkadaşım ayrı yakınıyordu: “Bu ülkede harbiden ortalama, ortalama altı iş yapmak lazım. Ortam adamı ol yeter. Düzgün iş yapmamın maddi, manevi hiçbir anlamı yok. Kendi vicdanıma çalışıyorum.”
Çok saçma gibi değil mi böyle bir şeye takılmak.
Öyle mi sizce? Bence değil…
GERÇEK iYiLER KÜSKÜNDÜR
Aylar önce yazmıştım http://wp.me/p79ANb-8z , “Biz her işin en iyisini değil, en adı duyulmuşunu seçmeyi severiz.
Temele inmeyi, özünü araştırmayı pek bilmeyiz.
Belki de bu yüzdendir, televizyon programlarındaki konukların, gazetelerdeki ‘en iyileri’ seçen jüri üyelerinin hep aynı insanlar oluşu…
Medyaya bakarsak müzikten (hem de her türünden) sadece beş kişi anlıyor, dört kişi diyet önerisi verebiliyor, üç kişi tarih biliyor, altı kişi moda uzmanı…
Ve belki de tüm bunlar yüzünden, bizdeki tüm gerçek iyiler, gerçek ‘dolular’ biraz küstür.”
İşte o küslükler her geçen gün artıyor.
Kimi zaman tembelliğimizden küstürüyoruz, kimi zaman popüler severliğimizden, kimi zaman kıskançlığımızdan, kimi zaman ‘onun beğeneni ne de olsa çoktur’ türü önyargılarımızdan…
Kimi zaman da ‘tanımadıklarımızı’ pohpohlamayı tanıdıklarımıza değer vermekten daha fazla yeğliyoruz. Onlar yeni birer saha çünkü…
Oysa bizi bu da ayırıyor.
SÖYLE BE!
Sevdiysen bir kitabı başkalarıyla da paylaş. Bir yazıyı beğendiysen yazarına e-mail at, bir resmi beğendiysen yapanına ulaş.
Düzgün işi destekle, işi yapanı kişisel olarak çok yakın bulmuyorsan bile yap bunu.
Kadını baştan sona süzeceksen süz de, “Eteğiniz de pek güzelmiş” de!
Biri haksız yere işinden olduysa onun kirasını ödemen ya da yemek ısmarlaman gerekmiyor ama onun yaptığı başka bir işi desteklediğini göstermen de güzel.
Allah aşkına bırakın DM’den yapmayı beğenilerinizi; inanın bu en beteri.
Çok sık diyorum ya “Memleketi kurtarmaya soyunan çok. Ancak ‘küçük’ meselelerle de birileri ilgilenmeli.”
* 24 Ekim 2015 tarihinde Nilay Örnek’in Sözcü Gazetesi’ndeki köşesinde yayımlanmıştır.