Kaç oda, bir salon albümünüz?
Son zamanlarda dinlediğim en doğal, en naif, en hakiki, en güzel albüm ‘Ev Kayıtları’.
Kapıya gelen sucu “Bu müzik ne abla?” diye soruyor, annem “Ay kapama müziği, iyi geldi” diyor, balkon komşum da ne dinlediğimi merak ediyor…
Albüm, çok ayrı tip insanlara hitap ediyor; ses güzel, söz güzel…
Onlar hakkında yapılmış az sayıdaki haberde “Müzikseverlerin Kardeş Türküler ve Bajar’dan tanıdığı iki müzisyen, Vedat Yıldırım ve Cansun Küçüktürk” ifadesi geçiyor.
Kalan Müzik’ten çıkan albümlerinin adı ‘Ev Kayıtları’ çünkü Kadıköy’de birbirine yakın oturan, sık sık buluşup, müzik yapan, muhabbet eden iki arkadaş evde kaydetmişler albümü.
Albümün adı ve esprisi o olmasa anlamazsınız bile; o kadar profesyonel ki… Söz, müzik, düzenlemeler, enstrümanlar hepsi Vedat Yıldırım ile Cansun Küçüktürk’ten. Kayıt, mix ve mastering hatta albümde yer alan illüstrasyonlar bile Küçüktürk’ten.
Evdeler, komşular var, yanda mutfak, banyoda havlular falan ya; çok sert müzik yapamamışlar. Saati bilmem ne kadara kiralanan stüdyolar yok ya, rahat çalışmışlar. Albüm bitince komşular “Ne oldu sesiniz çıkmıyor bu aralar?” diyormuş.
Bazen bazı olanaksızlıklar başka olanaklar yaratır ya, tam da öyle olmuş.
Çok güzel albüm; bir de ‘sokak kayıtları’ yapmalılar, harika olur. Dinleyin, coşkuyla bahsetme nedenimi anlayacaksınız.
* Bu yazı Nilay Örnek’in Sözcü Cumartesi’ndeki köşesinde 12 Temmuz 2016 tarihinde yayımlanmıştır.