Çok satan bu yazar gerçekten var mı? Ve o hikâyeler alıntı mı?

Kitap, Sanat, Sosyal Medya / Teknoloji, Sosyal psikoloji, Türkiye halleri

Soğuk Kahve, Sabah Uykum, Bana İkimizi Anlat, Korkma Kalbim, Gökyüzüne Not gibi çok satan kitapların ‘AveB’ mahlaslı yazarı Ahmet Batman, son yayınlanan ‘Beni İçinden Sev’ adlı kitabındaki öyküyü, Güçlü Gökozan adlı genç işadamının hayat hikâyesinden ‘kopyalamakla’ suçlanıyor. Gökozan, “Destek Yayınyarı’na da, Ahmet Batman’a da dava açıyorum” derken, Ahmet Batman’ın gerçek bir karakter değil yayınevinin oluşturduğu bir yazar karması olduğu iddiası da var. Bu arada Batman, Forbes listesine göre son kitabından 853 bin TL kazanmış. Destek Yayınları ise bugün yazarını destekleyen bir açıklama yayımladı.

Nereden bakılırsa bakılsın enteresan mevzuu

 

Aşama aşama gidelim…
Her şey, yine bir kitap muhabbetiyle Twitter’dan takip etmeye başladığım Fatih Güner’in bir tweet’ini okumam ile başladı.
Güner “@GucluGokozan ‘ın yardımımıza ihtiyacı var. Birisinin hayat hikayesini, sosyal medyada anlattıklarından faydalanarak çalmak ve kitap yazmak!!! @yeldac Hanım’a hep birlikte yazalım, buradaki yanlışlıktan acilen dönülsün diye” yazmıştı.
Birinin “yardımınıza ihtiyacı var” gibi bir cümle etmesiyle hemen antenlerim dikiliyor, sanki her şeye çok yardım eder, edebilirmişim gibi…
Nasıl yardım edebilirdik ki, okumaya başladım.

‘HAYAT ÇALMA’ DA NE DEMEK?

Bu, “Hayat çalma” hikâyesini de çok anlamadığım için Güçlü Gökozan’ın twitter sayfasında biraz okuma yaptım.
Uzun lafın kısası, Güçlü Bey, Ahmet Batman adlı yazarın, ‘Beni İçinden Sev’ adlı kitabını, sosyal medyadan paylaştığı kendi hikâyelerini baz alarak yazmakla suçluyordu.
Twitter’dan bunu yazdığı, kitabı yayınlayan Destek Yayınları’nın sahibi Yelda Cumalıoğlu da, ona yanıt vermemiş ya da bir açıklama yapmamış bunun yerine Güçlü Gökozan’ı Twitter’dan engellemişti.
“Hayat çalma” hikâyesini yine anlamadım, çünkü bu kavram ile kafamda canlanan olay ve eylemler kitap yazımıyla birleşmiyordu.
Ancak Güçlü Bey’in bir başka mesajı durumu ya da sinirinin nedenini biraz daha aydınlatıyordu.

Güçlü Gökozan (Instagramından)

‘İSİM, İKİZ, ANNE, ÜVEY ANNE’ DERKEN…

Güçlü Bey ve ikiz kız kardeşi Gözde, annelerinin hamileliğinin 8’inci ayının başında dünyaya geliyor. Ancak biri 3.6, diğeri 1.6 kilo olan bebeklerden erkek olanının yaşaması zor görünüyor. Bebek yaşıyor ve babası ona bu nedenle Güçlü ismini veriyor.
Bunu iki yıl kadar önce babasıyla ilgili bir paylaşamın altında uzun uzun anlatmış. Kitapta da aynen böyle bir hikâye var.
Kitapta erkek karakterin adı Güçlü, ancak ikizinin adı Güneş.
Bu benzerlik olabilir mi? Belki…
Ancak Güçlü Gökozan, Instagram hesabındaki paylaşımda şöyle devam ediyor.
Fatih Güner added,
“Soruyorum size Aydın’da doğup adı Güçlü olan ve ikiz kız kardeşi olan, annesi öldü diye kandırılan ama aylar sonra ölmediğini öğrenen, üvey anne elinde büyüyüp Aydın’dan İstanbul’a okumaya gelen Türkiye’de kaç Güçlü olabilir? Bir de bana ‘Benzerlikler ne?’ diye pişkin pişkin email atıyorlar, benzerlik yok neredeyse her şey aynı! ” (Yazının en altında hem Güçlü Gökozan, hem de Ahmet Batman sayfası var)

 

Güçlü Gökozan, ikiz kardeşi Gözde ile.

FAZLA SORU VAR

Peki tüm bunlar benzerlik, bir tesadüf olabilir mi?
Bilemedim; belki de olabilir.
Ya da bir yazarın kendine hikâyeleştirecek ilginç anılar, insan hikâyeleri araması, bulunca da ona sarılması, onu hikâyesinin merkezine oturtup kullanması, onun üzerinden -edebi anlamda- yürümesi ilk defa mı görülüyor? Hayır! Ama olan şey tam olarak bu mudur? Ve bunun sınırları nedir?
Kendi kurduğu, bilindik bir markası olan –www.buldumbuldum.com-, sosyal medyada, sosyal hayatta bir hayli tanıdığı olan bir genç adamın paylaşımları ‘öylece’ alınabilir mi? Cesaret işi yani. Belki de alınmamıştır.
Öyleyse yazarın ya da yayıncının Güçlü Bey’e karşı sessiz kalmak yerine bir şeyler söylüyor olması gerekmez mi?

Ahmet Batman’ın tek görseli.

GERÇEKTEN BİR AHMET BATMAN VAR MI?

Ancak Twitter’dan birkaç kişinin Güçlü Bey’e yazmış olduğunu gördüm; “Ahmet Batman adlı biri yok. Yayınevinde bir yazı grubunun ürünü o kitaplar” diyorlardı özetle.
Bu nedenle “Kim bu Ahmet Batman?” ben de merak ettim.
adını hiç duymamış olmam baya bir garipmiş, çünkü kitapları baya çok satan ve dolayısıyla okunan biri.
Yazarın Soğuk Kahve, Sabah Uykum, Bana İkimizi Anlat, Korkma Kalbim, Gökyüzüne Not ve son olarak Beni İçinden Sev adlı kitapları var.
Belirttiğine göre, 2013 yılında işten kovulunca Twitter’da vs. paylaştığı sözleri baz alarak bir kitap yayınlıyor. Kitap da çok satıp büyük ilgi görünce diğer kitaplarını yazmaya başlıyor.
Forbes’un “En çok kazanan Türk yazarları” listesinde ilk 10’da yer almışlığı var (https://www.ntv.com.tr/galeri/sanat/forbesa-gore-en-cok-kazanan-turk-yazarlar,t1cZyEZrUEKd4e0tKQoeig/8JdkWJk9dEqjPC1P4-CnOA)
Buna karşın bugüne kadar yayınlanmış hiçbir fotoğrafı ya da kanlı-canlı yapılmış röportajı yok.
Tek fotoğrafı, bilgisayarla da yapılabilecek ya da bol pikselli bir fotoğraf oyunu gibi bir şey.
Sosyal medyada çok aktif ve çok -binlerce- izleyicili… Twitter ve Instagram hesaplarında genellikle kendi tarzında, aşk ve ‘sen-ben’ teması ağırlıklı sözler paylaşıyor.
İmza günleri olmuyor.
Kurulması gerekiyorsa onunla iletişim yazılı kuruluyor.
Bunlar da mı olamaz?
Tabii ki olabilir.
Bir yazar illa kendini göstermeli mi, mutlaka imza günleri yapıp öne mi çıkmalı?
Yazınını seviyorsak tipinin bir önemi var mı? Yok; değil mi aslında…
Trevanian gerçek mi, değil mi? Az mı konuşuldu; ancak yine de Şibumi’yi, İnfazcı’yı, Katya’nın Yazı ya da Hesaplaşma’yı; hangimiz sevmedik çılgınlar gibi?
Onun kendisi değil yazdıkları çok iyiydi çünkü.
İşte burada da Ahmet Bey’in içeriği öne çıkıyor.

“BU KİTAPTA YAZAN HER ŞEY HİSSEDİLMİŞTİR”

Ahmet Batman’ın konu olan son kitabına baktım.
Yazın benim tarzım olmadığı için giremedim, Güçlü Bey’in hayatını bilmediğim için de karşılaştırma yapacak durumum yok.
Sadece kitabın başında, Güçlü Bey’in iddiasıyla bakıldığında ironik duran bir giriş var:
“Bu kitapta yazan her şey hissedilmiştir. Parmak uçları dahil.”
Batman, müzikli, bol kartlı-sloganlı bloğunda kendine saldıranların olduğunu belirterek şöyle diyor: “Elimden binlerce imkan var. İstediğim gazete tv ya da dergi ile röportaj yapabilirim. Çok ciddi paralar kazanabilirim. Evet eğer derdim para olsaydı bunları yapardım ama para çok gereksiz benim için ve inançlarıma göre ‘Eğer o istemiyorsa ben hiçbir şey yapamam.(…) Ben popülerliği elinin tersiyle iten bir adamım…”

DESTEK YAYINLARI DA AÇIKLAMA YAPTI

Sonuçta Ahmet Bey’in kendi olmasa da, onun yazdığı belirtilen 6 kitap var ortada; çok da okuyucusu.
Bu durum güzel bir sosyal deney gibi. Açıkçası yıllar önce, Aktüel’in efsane dergilerden biri olduğu yıllarda ‘medya maydanozları’ haberi yapıldığından beri isterim böyle bir deney yapabilmeyi.
Olmayan bir karakter yaratıp olan biteni izlemek.
Büyük iş! Büyük çaba!
Olan bu ise yayınevi amacında başarılı olmuş demek ki, ilginç de. O gözle bakınca benim için incelenesi.
Ahmet Batman gerçekten varsa, bence bu daha da iyi! Bir insanın bu devirde kendini bu kadar saklaması ve kendince saklama nedeni çok havalı.
Bence kitapları yazanları tanımadan okumak daha iyi de olabilir.
Ancak en başa dönersek, Güçlü Gökozan’ın iddiası doğru ise okuyucuyu gerçekten kötü bir duruma düşüren, hatta kandıran bir durum var ki yayınevinin, yazarın bu kadar sessiz kalması bence okuyanlara haksızlık (yazmıştım ki… Şu açıklamayı yayınladı yayınevi.)

 

 

Güçlü Gökozan’ın 2006 yılındaki Instagram paylaşımı üstte, Ahmet Batman’ın kitabındaki hikaye aşağıda.

 

19 mart 2018, istanbul