Kısa kısa, az biraz Cappadox… (Festivalin nasıl başladığını ve The Sun Ra Arkestrası için http://wp.me/p79ANb-mm )

• Festival, Kapadokya’nın etkileyici coğrafyasının üzerine çıkmaya çalışmaktan imtina ederek onun tadını çıkartıyor. Alandan ‘tam anlamıyla’ yararlanıyor.
• Mesela sabah 5.30-6’da yola çıkıp sessiz yürüyüş yapıyor, Kızılçukur Vadisi’ne ulaştığında peri bacalarını, rengarenk balonları fona alıp Mercan Dede’yi ya da Adam Hurst’ün çellosunu dinliyorsun. Önce zor geliyor, sonra büyülü!

• Yoga, meditasyon ya da çigong (bedenin enerji dengesini düzenleyen bir şey imiş, konunun cahiliyim) yapıyorsan da festival sana cennet. Bisikleti, yürüyüşü, koşusu da var tabii..
• Etkinliklerin çoğu Uçhisar’da. İlginç olan bölgenin yıllardır bunu bekliyor gibi oluşu. Hatta “Tepki oldu mu?” diye sorduk, tam tersi yöre halkı baya memnun. Bir mekan Babylon’a dönüştürülmüş, kahvehanede bir çağdaş sanat işi var, çay bahçelerinin olduğu alan yeme içme merkezi.

• Bu arada orada köftesine bayıldığım Yasu Baba adlı stantta (İstanbul’da Reşitpaşa’dalarmış) ızgaranın başında bize köfte veren kişi Münferit’in de sahibi olan Ferit Bey imiş; aferin patrona!
• Çoktan seçmeli etkinlik sayısı fazla olduğundan sürekli ‘diğerini kaçırıyorum’ hissini yaşamak mümkün. Sabah 5’te 6’da güne başlıyorsun ama akşam Uçhisar Kalesi’nden Perili Ozanlar Vadisi’ne pek çok yerde her biri güzel konserler olduğundan gece yatışın da geç saatleri buluyor. Gündüz dinleneyim desen de Çağdaş Sanat yürüyüşlerinden, bisiklet turlarına, tadım ve atölyelere pek çok etkinlik var; zor.

• Festival profili az çok belli ve bu yüzden sanırım kaynaşma çok daha çabuk oluyor. Aynı nedenle çok da tanıdık oluyor.
• Bir gece biri arıyor “Babylon’dayız”, biri diyor ki “Roxy’nin bu yılki birincileri Zeytin bir mağarada ateş yakmış müzik yapıyor, gel”, e zaten konser var, diğer tarafta arkadaşlar, böyle bir etkinlik bolluğu!
• Bu yıl Dolunay denk geldiğinden Şirin Pancaroğlu (arp) ile Rebecca Foon’un (çello) konseri Kızılçukur Vadisi’nde Dolunay ışığı ve yakılan ateşlerin çevresindeydi. Sadece Ay’ın aydınlattığı vadiye giden patikada yürürken o coğrafyayı izlemek, sonrasında o müzik… ‘Büyüleyici’ denen şey böyle bir şey olmalı.

 

• Yabancı gazetecilerin en çok sorduğu sorulardan biri “Konserlerde peribacalarına yansıtılan ışıkları kim yapıyor?”. Sadık Avcı çok iyi.
• Cappadox’un gastronomide bölgenin malzemesi, kimi zaman da bölgenin tarifleri baz alınarak yapılıyor yemekler.. Şef Maksut Aşkar, bu sene şefler Şemsa Denizsel ve Avustralyalı Sebbie Kenyon ile birlikte oluşturdu mönüyü. Nilhan Aras’ın peynir anlatımı yanında Levon Bağış’ın bölge şaraplarını anlattığı tadım da zihin açıcıydı.

• Fulya Erdemci, güncel sanat dünyasında uluslararası alanda çok önemli bir isim. Geçen sene onun küratörlüğünde çok kısa bir süre ve çok iyi bir sanatçı kadrosuyla ‘Kapadokya Çarpması’ eserleri yer almıştı Cappadox’ta. Bu sene küratör Kevser Güler ile birlikte geçen seneki sanatçı ekibine yenilerini ekleyerek ‘Gelin Bahçemizi Ekelim’ teması üzerinde çalışmıştı. Bu ayrı bir yazı konusu! Yine de söyleyeyim bir yanında Ayşe Erkmen, diğer yanında Murat Germen ya da Nilbar Güreş ile sanat turu yapmak her ölümlüye nasip olmuyor, Cappadox’ta bu da oluyor.

• ‘Gelin Bahçemizi Ekelim’ çatısı altında Asuncion Molinos Gordo, Ayşe Erkmen, Christoph Schafer, Hera Büyüktaşçıyan, John Körmeling, Maider Lopez, Marila Dardot,  Murat Germen, Murat Şahinler, Fuat Şahinler, Nilbar Güreş, Özge Önderoğlu Akkuyu, Emin Naci Akkuyu & Murat Taşçıoğlu, Tomas Saraceno’nun eserlerini 12 Haziran’a kadar Kızılçukur ve Uçhisar Meydanı çevresinde ziyaret edebilirsiniz.

• Dibidi Yalağı adlı bölge bence Kapadokya’nın en yeşil alanlarından; insanların yeşilliklerde, hamaklarda yayılıp yemek yediği Cappadox Piknik için seçilmişti.
• Flora yürüyüşüne gidenler o kadar övdü ki imrendim; bence o yürüyüş normalde de bölge turizminde bir unsur olmalı.
• Bu yıl pek çok kişi çocuklarıyla gelmişti ki, çocuklar için böyle bir festival ayrıca ‘fantastik’ olmalı.
• Bu festivalde sponsor işini çok düşündüm. Çünkü organizasyona baktıkça “Bütün bunlar bilet satışıyla karşılanamaz” diyorsun ve zaten yüzde 25’i bile etmiyormuş giderin. Bu yüzden etkinliklerin bekası için gözüme sokulmayan, isimleri fotoğraflarımda çıkmayacak sponsorlara olur veriyorum!
• Perili Ozanlar Vadisi’nin arka tarafında son gece çalan DJ Fitz çok iyiydi; net!
• DJ Fitz bir ara Hint müzikleri çalarken Özge Fışkın’ı görmeliydiniz; hatun iyi şarkıcı olduğu yetmiyormuş gibi bir de güzel dans ediyor, Hint dansları!

 

• Cappadox, 19 – 22 Mayıs 2016 tarihleri arasında Kapadokya’nın özel doğasında, Uçhisar, Göreme ve yakın çevresinde gerçekleşti.
• Bu yazı 24 Mayıs 2016 tarihinde, bu kadarı sığmadığı için az biraz kısa haliyle Nilay Örnek’in Sözcü Gazetesi’ndeki köşesinde yayımlandı.