
Bir mini podcast serisi: Büyüyünce Ne Olacaksın?
“Yıl içinde yaptıklarım burada dursun, kaydı olsun, hem de ilgilenenlere bir kısa yol sunulsun” diye yavaş yavaş bazı yaptıklarımı buraya kaydedeyim… İşte onlardan biri, bir mini podcast serisi: Büyüyünce Ne Olacaksın?
Nasıl Olunur gibi 200’e yakın bölüme yayılmayacaksa da konu ve konukları yine pek kıymetli, düşündürürken, öğreten, güldüren değerli insanlarla bu yıl bir mini podcast serisi yaptım..
Serinin ismi, Büyüyünce Ne Olacaksın?
AgeSa Hayat ve Emeklilik ile birlikte yaptığımız bir seri oldu bu. “İyi ki yaptım” dediğim bir seri bu. Bir kez daha “Keşke daha çok bölümü olsaydı” dediğim bir seri…
Konuklarımla büyümek, gelecek, gelecek için atılan ya da atılmayan adımlar, keşkeler, “iyi ki”ler ve genel olarak hayatın farklı alanlarından konuşurken biraz olsun bugünü ve yarını da anlamaya çalıştık.
İşte konuklarım…

İlk konuğum çok sevdiğim Ümit Alan‘dı. Ümit’i pek çok kişi gazeteci sansa da aslında o, ‘yüksek lisansını gazetecilikle ilgili bir konuda yapmış’, yıllardır da düzenli gazete yazıları yazan, ‘kitaplı’ bir reklamcı. Bir dönemin televizyon yorumcusu, şimdinin podcast yayıncısı.
Ümit Alan ile “Sosyal medyadaki yaş ayrımcılığı” üzerine yazdığı yazıdan yola çıkarak farklı kuşakları, aralarındaki çatışma ya da geçişkenlikleri, “ağ nesli”ni, çocukluğu, yaşlılığı konuştuk. “İyi ki”lerden söz ettik, “zamanın” önemine değindik.
Bunu duyurduğumuzda da dev tezahürat oldu; Ümit ile benim başka ortak işler de yapmam lazım onu anladım:)

İkinci konuğum yazar Dr. Bahar Eriş oldu. Bahar aslında simultane tercüman. İşi sırasında yolu “üstün potansiyelli çocuklara eğitim verenlerle” kesişiyor; ünlü Fulbright bursunu kazanıp ABD’de bu alanda eğitim görüyor. Sonrası kitaplar, konferanslar, sürekli öğrenme ve aktarma süreci… Bu bölüm de o aktarımlardan biri; Bahar Eriş’le uzayan yaşam sürelerinden çocukların eğitimine pek çok konuda konuştuk…
Bahar çok ilginç bir tesadüfle bu mecradan tanıştığım, algısının açıklığını, inceliklerini, emeğini ilgiyle takip ettiğim biriydi; beni kırmadı konuğum oldu, çok da güzel bölüm. Bence dinleyin.

Üçüncü bölümdeki konuğum radyo ve Youtube programcısı, stand up sanatçısı Mesut Süre oldu.
“Rabarba, Meksika Açmazı, İlişki Testi, Yalnızım Mesut Bey” adlı programlarıyla Türkiye’nin dört bir yanından yüzbinlerce kişiyi güldüren, bunu yaparken de bize, toplumdaki ilişki ağlarını gösteren Süre’yle başka komedyenlerle ortak program yapmaktan sahneye çıkmaya, yalnız olmaktan ilişkilere pek çok konuyu “gülerek” konuştuk. Ve tabii büyümekten de söz açtık…

“Büyüyünce Ne Olacaksın”da şahane birini, şahane bir genci, umut veren bir genç kızı dinleyeceksiniz; Elif Eda Güneş.
Adı yerine soyadını kullanan Güneş, yazılımcı, genç bir girişimci. Yozgat’ın Çayıralan
ilçesine bağlı Curali köyünde doğmuş; ilkokulu, ‘birleştirilmiş sınıf’ta okumuş. Anne ve teyzesine okuma yazmayı o öğretmiş. Şimdi “İyi ki köyde büyüdüm” diyor.
İngilizce bilmeden kod yazmayı öğrenen, buzlanmaya karşı bir yazılım geliştiren, hem onkoloji servislerindeki hem de köylerdeki hayali büyük çocuklara destek olan Güneş ile doğadan da konuştuk gençlerin bugüne dair hislerini de…
Emeklilik temasının da olduğu bir sohbette 21 yaşındaki bir genç; çok iyi!
Lütfen 34 dakikanızı ayırın ve Güneş’e kulak verin; “İyi ki..” diyeceksiniz.

“Büyüyünce Ne Olacaksın?” sorusunu soran bir podcast’e “Büyüyemeyenler” isimli bir kitabın yazarı konuk olur mu? Olur; çok da güzel olur…
Müzisyen ve gazeteci Melis Danişmend ile büyüme kavramını masaya yatırdık; nasıl daha iyi insanlar olarak büyürüz, “Neler bizi kendi kendimizden memnun bireyler haline getirebilir?”; konuşarak aradık, bulduklarımızı paylaştık. Toplumsal kabuller, beklentiler, yalanlar, yalnız da var olabilmek, karşılaştırmalar, “keşkeler”i “iyi ki”ye çevirmeler üzerine keyifli bir sohbet sizleri bekliyor.
.
.
Yayınları Podbee Medya ile çektik; e onlar işin profesyoneli, podcast dinlenen her yere yaydıklarından ve küçük bir arama ile bulacağınızdan eminim. Şimdiden iyi dinlemeler…