Unutmadıysan göster kuzum!

Gazete yazıları, Psikoloji, Sosyal psikoloji, Türkiye halleri

Her gün bir unutmadık isyanı ya da unutmayacağız sözüyle hatırlıyoruz aslında unuttuklarımızı. Nasıl ki ayrılık da sevdaya dahilse, bir şey yapmamak da unutmaya dahildir belki…
Şimdilerde eskisi kadar görüşemediğim bir arkadaşım var; 17 yıldır da tanırım…
Burcu’da daima imrendiğim acayip bir şey vardı.
O, başın derde girdiğinde ya da canın sıkkınken arayıp seninle uzun uzun konuşmaz, senin başına gelen şeyde senden daha üzgün gibi durmaz. Direkt eyleme geçer.
Sevgilinden mi ayrıldın; zorla da olsa seni çıkarır, kendi evine götürür, çay çorba yapar, dedikoduya girer, ne yapar eder seni iyi eder.
Kaza mı geçirdin, en kısa sürede olay yerindedir.
2 yılda 2 kere görüş fark etmez, Burcu konsantredir. Ve Burcu’nun birkaç ani çıkışı, an kurtarışı vardır ki nice nazik davete, ince söze, karta ve çiçeğe yeğdir.
Kanserden kurtulan babamı bir trafik kazasında kaybettiğimizde, ben Amerika’da olduğum için, annemle morga giren de nasılsa odur.
“Bir ihtiyacın olursa, ne olursa olsun, ne saatte olursa ara!” demek de bir şeydir ama harekete geçmek her şeydir!

KİME YALAN SÖYLÜYORUZ?

Şimdi her gün sosyal medyada bir başka unutma ya da unutmadık görüyorum.
Sosyal medyada karalar bağlıyoruz ama Soma’yı 365 günün 300’ünde anmadık, kimseye yardım etmedik, sorumluların ya da tekme atanların ceza alması için tweet atmaktan başka bir şey yapamadık. Bence biraz da unuttuk.
Ve şimdi birkaç gündür Gezi’nin yıldönümü nedeniyle çıkardık “Unutma!” afişlerini…

KONUŞMA, YAP!

Gezi’de tam da özendiğim arkadaşım gibiydim. Gereken zamanda gereken yerde olan, gerekeni söyleyen, insanlığından utanmamak bile değil, gurur duyacağı şeyler yapan, korkmayan, kendini, doğayı, yaşadığı yeri ve arkadaşlarını seven, bir arada olmayı, yaşamayı bilen… İçime sindi!
Ha sonrasında ne oldu; yayın yönetmeni ve yazar olarak görev yaptığım iki gazetede de ‘Gezi’ olduğu gerekçesiyle işimden oldum. Bu, en basit, anlatılabilir ve somut olanı.
Şimdi Instagram’da bana “Hayat sana güzel” diyenlere mavi kalplerle yanıt veriyor olsam da, çok şey yaşadım, yaşıyorum. Ve hislerimin çok azını da ifade etsem unutmuyorum.
Bazen “Unutmadım!” demenin en iyi yolu Burcu gibi davranmak ve fazla konuşmadan gerekli olan zamanda doğru olanı yapmak.

 

(İlgili bir yazı, http://wp.me/p79ANb-nk )

* Nilay Örnek’in bu yazısı 30 Mayıs 2016’da Nilay Örnek’in Sözcü gazetesindeki köşesinde yayınlanmıştır.