‘Tecavüz okuyamıyorsanız bu kitabı almayın!’

Gazete yazıları, İlginç bilgi, İlişkiler, Kitap, Sosyal psikoloji

Gri’nin Elli Tonu’ndaki şiddet içeren erotik bölümler çok konuşulsa da piyasadaki kitaplarda bundan çok daha fazlası da var!

“Kaçırma, tecavüz; hem fiziksel, hem de psikolojik şiddet mevcut. Bu içerikleri okuyamıyorsanız lütfen bu kitabı almayın… Hazırsanız, yolculuğun tadını çıkarın…” Bu sadece bir kitabın önsözü…

‘Gri’nin Elli Tonu’ ilk çıktığında pek çok yönüyle baya bir tartışıldı, ki en çok konuşulan taraflarından biri ‘erotizm-şiddet’ buluşmasıydı (İlgili bir haber, Türkiye’deki ‘oyuncaklar’ için http://wp.me/p79ANb-7X .)

Ben, filme geçen sene 14 Şubat günü Adana’da gittim (niyesi uzun); ‘salonlar’ tıklım tıklımdı ve kitap-film karşılaştırması yapanlardan anladığım baya kişi de okumuştu. E rakamlardan da anlaşılıyor ki, zaten çok okundu.

Ama daha ileri giden romanlar da varmış!

Baya sıkı bir kitap okuru ve film tutkunu olan bir arkadaşım, kafa boşaltmak için aldığı ve ‘salak saçma aşk romanları’ diye tabir ettiği kitapların içeriğinin değişmesinden yakındı geçenlerde. İsyandaydı. “Şimdi her kitaba bir tecavüz sokuveriyorlar, millet iyice kafayı yedi, sinir oluyorum”.

tutku oyunları

ÖNSÖZ BÖYLEYSE…

Mesela Aleatha Romig’in ‘Tutku Oyunları’ adlı kitabı. Yazar daha girişte uyarıyor: ‘Tutku Oyunları serisinde fazlasıyla yetişkinlere yönelik içerik bulunmaktadır. Aşırı tasvir ve ayrıntı yer almamasına rağmen kaçırma, tecavüz, hem fiziksel, hem psikolojik şiddet mevcut. Hazırsanız hoş geldiniz, yolculuğun tadını çıkarın!”
Kitabı okumadım, bu giriş bir okutma taktiği de olabilir ama benim buradan anladığım, bahsedilenin şiddet katkılı bir erotizmden de fazlasının olduğu!

AH O BLOGLAR!

Ya da Pepper Winters’ın kitabı, Tess’in Gözyaşları…
Bir blogda (ki zaten bu tür kitapların yorumlandığı blogların başına iki paket çekirdekle oturun derim) şöyle anlatılıyor:
“Kan, şiddet, tecavüz… ‘İçinde bunların olduğu bir kitap okunur mu?’ diyenlere tek sözüm bu kitap kesinlikle okunur. Q ile tanıştıktan sonra iç dünyasını açığa çıkaran Tess’in değişimine merak duymamak mümkün değil.
Q’nun iç dünyası karanlık düşüncelerini biraz anlıyoruz ama kibarlığı, centilmeliği ve düşünceli olması da çelişki yaratıyor.”
Ha bu arada kitap sevgilisiyle gittiği Meksika tatilinde kaçırılıp işkence gören ve birine satılan Tess’in hikâyesini anlatıyor!

ZENGİN VE ÇEKİCİ

tessin gozyaslari Bir dönemin değimiyle ‘Harlequin’ tarzı kitaplar. Çok roman var, çok okunuyorlar… Adları benzer, kapakları çok çok benzer (Tek renk, dümdüz, tek renk, dallı budaklı harflerle yazılmış isimler), hikayeler birbirini andırıyor, çoğu seri halinde… Kiminin püsküllü kitap ayracı var.
‘Acı vericinin ortak özelliği’ de çoğunlukla ilgi duyulan, ‘kendine bile itiraf etmeden aslında hoşlanılan’, duygusal bir bağ kurulan bir adam oluşu. Hatta bazı bloglara göre yaşanan ‘Stockholm Sendromu’.
Erkekler genellikle zengin ve çekici; iyi giyiniyor, güzel evlerde oturuyorlar.
Bloglardan anladığım en ufak bir ‘konu’ eleştirisinde “Biz bunları okuyoruz diye şiddeti onaylıyor mu oluyoruz” dikeni çıkıyor.
O yüzden de gerekli olabilecek ‘son satırları’ yazmıyor, “Böyle de bir şey var” demekle yetiniyorum.

  • 21 Kasım 2015’te Nilay Örnek’in Sözcü Gazetesi’ndeki köşesinde yayımlanmıştır.