Taksim Meydanı’nda, bir sönük ‘Güneş Apartmanı’
Canım Güneş Apartmanı. Taksim Meydanı’nda değeri uzun yıllardır bilinmeyen, güzelliği yıllardır çeşitli reklam panolarıyla örtülen, her yıl biraz daha yıpratılan, köhneleşen Güneş Apartmanı.
Klasik eskiye güzellemeler yapacak değilim, “Eski daha güzeldi”ye de inanmıyorum ama var olana bu derece ihaneti de aklım almıyor. Taksim Meydanı gibi merkezi bir yerde, apaçık ortadaki bir apartmanın eski hallerine ulaşmak o kadar zor oldu ki…
50 ve 60’lı yılları buldum sayılır (o da pek güç oldu) ama 70-80-90’lı yıllardaki halini, mimarını, içini bulamadım. Oralarda oturmuş olan olsa keşke… Allah’tan bir dönemin efsanesi Kristal Gazinosu var ki, izini sürebildim.
1930’ların sonuna doğru yapılmış olmalı Güneş. 1932’deki bir fotoğrafta yok ama 1939’da var.
Bir dönem tüm apartman satılıktı. Zaman zaman dev içeçek, bir zamanlar dev sigorta ilanlarıyla kaplandı apartman; ben, 2000’lerin ortasında milliyet.com.tr sayacı konduğunu hatırlarım. Siteye kaç kişi girdiğini üzerinden okuyabiliyordunuz elektronik olarak.
Sanırım, bir sahiplik/miras sorunu ya da onu umursamayacak kadar zengin sahipleri var. Huzurlarımızda canım Güneş Apartmanı. Talimhane girişine yakın, Tarlabaşı Bulvarı’nda, Taksim Meydanı’ndan metroya girişlerden birinin arkasında.
- Ana görsel; 1960’lar, arkada Ardan, Namar, Şark Palas ve Doğu apartmanları da var. Bu arada iyi ki şöyle bir blog var http://baronvonplastik.blogspot.com/ fotoğraflar, yazılar, bilgiler o kadar güzel ki, çok faydalandım.
4 comments
Merhabalar,
Bu Güneş apartmanının en üst katında oturan sevgili Adil Kağıtçıbaşı Şişli Terakki Lisesi’nden arkadaşımdır.
Biz de Şehit Muhtar caddesi Divan apartmanında oturdugumuz icin,(en ufak kardesim Burak sizinle baglantı kurmus sanırım) o yıllarda Nişantaşı (şu an maalesef Citys’in yerinde yer alan okulumuza (terakki Vakfı Şişli Terakki Lisesi)gitmek için, eski Plymouth dolmuslarından biri olan servisimizin şöförü Mehmet amca önce beni ve ortanca kardeşimi sonra meydandan Adil ve ablası Esra’yı, sonra Harbiye Ölçek sokaktan Erhan isimli arkadaşimizi da alır okula bırakırdı. servis 5 kişilikti ve çok eğlendirdik. Karda bile kalmış ve Mehmet amca icin o arabayı itmisligimiz var anılarımda… Sonra Adil’ler bir takım ailevi meseleler yüzünden orayı sanırım satıp ayrıldılar, Bursali bir aileydi(Karacabey’li) ben esas altına Simit sarayı yapılınca com uzulmustum, o yuvarlak pencereleri aşırı hosuma giderdi orada epey hayal kurmuslugumuz var cunku evin içi de cok guzeldi ve ailecek görüsürdük o yıllarda… Pişmaniye çekmek diye bir tabir vardı annemler birlikte pişmaniye yaparlardı çeke çeke cok ilginc gelirdi cocukken:)) ve boza alınırdı vefa ya gidilip onu içer leblebi atardık birbirimize cocukluk iste:)) bşrden anılar canlandı size yazmak istedim, aynı yayınevindeyiz bu arada (Alfa-BuyuluFener benim de 5 adet cocuk kitabım mevcut-havuc kız serisi ve Dedemin Gramofonu serisi) sevgilerimle ve bu kadar eskiye vefanın az oldugu son donemde bu siteyi kurdugunuz ve yasattıgınız her deger icin cok cok tesekkurler
Merhabalar; evet Burak Bey ile yazıştık… Divan apartmanı da geldi, bakamadım henüz… Ne güzel anlatmışsınız, mini servisi o günleri… Simit Sarayı yan apartmanda sayılır ama buranın bu viran hali üzer beni. Girişinde eskiden bir de heykel varmış galiba, biri öyle yazmıştı. Ben teşekkür ederim, ilginize, yazdıklarınıza… Bakacağım kitaplara da, sevgiler
Çok teşekkürler Nilay hn, instagram paylaşımınız için de ayrıca sevgilerimi gönderiyorum. Taş apartmanı ve Güneş apartmanındaki heykel için de size bilgi vereceğim, sevgiler…
ps: Sitenin müdavimi oldum:) elinize, emeğinize sağlık:)
Çooook teşekkürler ve bekliyorum:)