
Önlem almak yerine yara sarıcı kahraman rolüne soyunmak
Türkiye’de depremin bilimiyle uğraşanlar, “geleceği gören ama kehanetlerine kimseyi inandıramamakla lanetlenmiş birer mitolojik karakter” gibi! Prof. Dr. Naci Görür ve daha pek çok deprem uzmanı bilim insanı yıllardır, spesifik bilgiler vererek uyarıyor… Sorumluları konuşmanın zamanı hiç gelmiyor ama konuşmamız gerekiyor. Hele de bu ekonomik çöküntüde bireye “Biliyordun da niye hâlâ o binada oturuyordun?” denilemez artık…
Bir felaket olduğunda normal insan refleksleri; üzülmek, dona kalmak, elinden geldiğince yardım etmek, kurtarmak için elinden geleni yapmak…
Bu aşamada sorumlu-suçlu aramıyor insan. Öncelik kurtarmak, yardım etmek…
Ancak felaketler göz göre göre, söylene söylene, yaşana yaşana, tekrar ve tekrar geliyorsa bunun sorumlusu da, sorumluluk almayanı da var ve bunu konuşmak gerekiyor.
Zamanı felaket anı değil belki. Ama sonrasında da bu olamıyor.
İnsanız çünkü, mümkün olduğunca kısa sürede normalimize dönmek istiyoruz. Gülmek, eğlenmek, huzurlu olmak bile değil, vasata, sıradana, günlük strese dönmek bile iyi geliyor.
Ve yine ‘kader’, ‘doğal felaket’, ‘kötü bina öldürdü’lere dönüyoruz.
ADAM TAROT FALI BAKMIYOR, KÜRE OKUMUYOR! BİLİM BU
Prof. Dr. Naci Görür, daha iki gün önce twitter’da “Yarbaşı-Düziçi/Osmaniye’de 4,2 deprem oldu. Deprem Doğu Anadolu Fay Zonunda. Bu zonun Çelikhan-Erkenek-Maraş kesiminden endişe ediyoruz” yazmış.
Adam tarot falı bakmıyor, küre okumuyor. Jeolog, bilim insanı, okumuş, deprem üzerine ihtisas yapmış ve sürekli uyarıyor. Üstelik bunu sosyal medyada ilgi toplamak için yapmıyor. Söylediklerinin yetkilileri harekete geçirmediğini gördükçe bu alana giriyor.
Türkiye’de depremin bilimiyle uğraşanlar, “geleceği gören ama kehanetlerine kimseyi inandıramamakla lanetlenmiş birer mitolojik karakter” gibi!
Şahısların yaptığı apartmanlar bir yana yollar, pistler yarıldı, cami, belediye binası ve hastaneler yıkıldı ya da büyük hasar aldı.
Oysa hangi bölgelerin deprem riski altında olduğu belli, yıkıp yapmaktan imtina eden bir yapımız da yok, alınacak önlemler belli (idi); bir kez daha…
ÖNLEM ALACAKKEN YARA SARICILIĞA SOYUNMAK..
Prof. Dr. Görür ile 2020 ekim ayında ‘Nasıl Olunur’ kaydı yapmışım. Görür orada “Önlem alması gerekirken, önlem alabileceklen bunu yapmayıp yara sarıcı-kahraman rolüne soyunan yöneticilerden” bahsediyordu.
Bu bilgi ve teknoloji çağında bilim insanlarına kulak vermeyen, önlem almayan ve almayacak tüm siyasi karakter ve yetkililer felaketin bir parçası.
Deprem riski bu kadar yüksek bir ülkede başını sokacak ev fiyatını arşa erdirmek suç bir kere.
Bireye yüklenmek, onu sorumlu-suçlu hissettirmek kolay…
Kimse kimseye “Biliyordun da o binalarda niye oturmaya devam ettin?” diyemez artık.
Ama “Biliyordunuz. Niye düzeltmediniz, niye önlem almadınız, niye güçlendirmediniz?” demeye hakkımız var. Hem de çok…
Kaybı olanların, enkaz altından mesaj atan yakınlarına ulaşmaya çalışanların acısını uzaktan hissetmekten bile korkuyorum. Üzgünüm, kızgınım.
One thought on “Önlem almak yerine yara sarıcı kahraman rolüne soyunmak”