Ne güzel bir Bakırköylüydün sen Tarık Abi!

Gazetecilik, Portre, Türkiye halleri

Bir semtle özdeşleşen kaç sanatçı tanıyorsunuz?

Tarık Akan gerçek bir Bakırköylüydü.

Bakırköy de, yeni nesil İstanbullular’ın bugün anlamadığı ve anlayamayacağı bir yerdi.

Az katlı-bahçeli evlerin olduğu, kültürel seviyesi yüksek, Ermenilerle, Rumlarla iç içe yaşadığımız bir semt.
Annem, Tarık Akan kuşağı bir Bakırköylü, sorsak saatlerce anlatır.
Ben anneannemlerin tek katlı evinin karşısında oturan Halit Akçatepe’nin beyaz köpeğini gezdirişini izler, Suna Pekuysal’a Gençler Caddesi’nde rastlarsam elinden öper, Kenan Pars’ın büfesinden bilet alırdım. Cem Karaca’yı belki birkaç defa görmüşümdür ama Tarık Akan’ı çok. Görülmeyecek gibi de değildi… Bakırköy’deki küçük esnaf lokantasından çıkarken yeşil parkasıyla da görürdüm Tarık Akan’ı ya da tren yolunda, meydandaki bir çay bahçesinde…
Bakırköy-Ataköy-Yeşilköy üçlüsü onun yaşam alanı olmuş. 50 küsur yıllık arkadaşlıkları hep Bakırköy’de başlamış, mahallenin çocuğu olmuş.
Annemlerin okuduğu ve yangın geçiren ‘karma okulu’ alıp ünlü Taş Mektep haline getirdi.
Önceki gün, hem Muhsin Ertuğrul, hem Teşvikiye, hem de Bakırköy’deki anmalara giden annem “Çarşı da gelmiş, çok duygulandım” diyordu.
Kendisi orada ev sahibi sanki! Sevgi bazen de böyle bir şey.
Biz Tarık Akan’ı sevdik, ölümüyle gördük ki bildiğimizden de çok severmişiz!

kozalak-zeki
Tarık Akan ve 52 yıllık arkadaşı Zeki İrfanoğlu, Ataköy Plajı’nda.
  • Bu yazı 20 Eylül 2016 günü Nilay Örnek’in Sözcü Gazetesi’ndeki köşesinde yayımlanmıştır.
  •  Ana görseldeki fotoğraf: Nihan Bora