Aşağı değil, gözünüzün içine bakıyorlar
Bir rektörün, öğrencilerin kılına zarar gelmesin diye uğraşacağına konumu uğruna ülkenin en iyi üniversitesinden birinde gençlerin tutuklanmasına, tartaklanmasına, çatıda keskin nişancılar görmesine ses çıkarmayışını izliyoruz.
Önce üniversite kapısına kelepçe ardından, “Aşağı Bak” bağırması o kadar sembolik ki her şey Boğaziçi Üniversitesi’nde…
BÜMED Başkanı’nın aktardığına göre rektör bey “Ben devleti temsil ediyorum, bana yapılan müdahale devlete yapılacağı için çok tehlikeli” diyor.
O kadar tehlikeli bir ifade ki bu.
Belki derslerden, iş olanaklarından, ilişkilerden bahsedecekleri yerde Boğaziçili Üniversiteli öğrenciler yeni mecra ClubHouse’da da adalet arıyor; bu mecrada limit 5 bin kişiymiş, herkes bunu hemen ilk haftasında Boğaziçi direnişi ile görmüş oluyor.
Bu arada parti kurar ya da seçim yaklaşırken gençlerle genç oldukları imajı vermeye çalışan, popüler sosyal mecralarda boy gösterip genç imaj vermeye çalışan siyasetçiler, öyle “bakıyor”.
Daha 1 ay önce bu gençler ülkenin parlak geleceği idi, yıllardır süregeldiği gibi. Şimdi birden bire kriminal tiplere mi dönüştü öğrenciler; buna mı inanacağız.
Bunları yapanların gururla yüzümüze bakabildiği dönemlerde bu gençler mi aşağı bakacak!
Bu insanların gözünün içine bakıp “Yahu ne utanmazsınız ve geleceğimizi sizin ellerinize bırakmayacağız” deme zamanı.
Türkiye’nin dörtbir yanından yokluktan, varlıktan çıkıp sınav “kazanmış” öğrenci ve öğretim üyelerinin intihal yapmış bir “atanmış” yöneticiye isyanı izlediğimiz.
Aşağı bakmıyoruz ve bu hırstan, yüzsüzlükten bıktık isyan ediyoruz.
Biz burada bır bır yazıyoruz da pırıl pırıl öğrenciler gördükleri muameleyle, destek görmeyişleriyle küsüyor:(
İsyandalar ama bir yerleri üzülüyor, umutsuzluğu, bir şeylerin değişmeyeceği hissi bu yaşta onlara işlememeli. Üzgünüm…
Benim yayınlarda Gönül Öney, Tuğrul Eryılmaz’da vardı; yaşları 80’i, 70’i geçti; bugünden geriye baktıklarında üniversitede siyasi nedenlerle “polise öğrenci vermemekle” gururlular hâlâ.
Bilmem anlatabildim mi?