35 TL’lik sokak sanatı bileti biraz pahalı değil mi?
Lazarides, İngiltere’nin en önemli sanat galerilerinden biri ve en büyük hazinesi sokak sanatçıları. Dünyaca ünlü sanat galerilerinden biri olan Saatchi’nin de bırakın ‘street art’ (sokak sanatı) satmak, street art’ın hangi türüne dair eser alacağınızı seçebileceğiniz bölümleri bile var.
Bu yüzden onların yaptığı sergiler, seçkiler önemli.
Ve güzel bir haber; Banksy’nin eserlerini bir araya getiren en büyük koleksiyon ‘The Art of Banksy’ dünya prömiyerini İstanbul’da yapıyormuş.
Üstelik Steve Lazarides’in yaptığı seçkide toplam 100 eser izleyiciyle buluşuyor.
Bu eserler arasında ‘Kırmızı Balonlu Kız’ da var, ‘Hizmetçi’ de…
Biletix’te diyor ki: “Eserlerin toplam değeri 20 milyon sterlini (88 milyon TL) buluyor.”
Bir oturma odasından İngiltere sokaklarına, her bölümde farklı bir mekan canlandırılacakmış. Görme, duyma ve dokunma duygularımız harekete geçecekmiş…
Her şey iyi, güzel de, 14 Ocak’tan itibaren Global Karaköy’de görülebilecek serginin biletleri öğrenci için 28 TL, normalde ise 35 TL.
Tabii ki sokak sanatının en yaratıcı, en cesur, en ünlü isimlerinden biri, muhtemelen bir dünya masraf yapılarak ülkemize getiriliyor. Sigortasından taşınmasına her şeyi zor bu sergi organizasyonunun, her şey büyük maliyet ve bu bilet ücreti gerekli.
Ama yine de… Biraz pahalı değil mi?
SOKAKTAN SÖKÜP SERGİYE!
Metropolitan Sanat Müzesi’ne gaz maskeli bir kadının tablosunu asan yüzü gizli, pardösülü bir adamın korsan eseri 2005 yılında apar topar kaldırılmıştı.
Oysa bugün Bansky, artık müzelerin kaldırmak için panik olduğu değil, ona sahip olma isteğiyle yanıp tutuştuğu bir sanatçı; en zengin sokak sanatçılarından biri.
Banksy’nin ‘Öpüşen Aynasızlar’ı (Kissing Coppers) 2004’te Brighton’daki bir pub’ın dışındaki duvara sprey boyayla çizilmişti. Bu çizim 2011’de satılınca duvardan alındı ve çok garip ama yerine replikası yerleştirildi. Eser, 10’uncu Contemporary İstanbul’da 500 bin pound’a satışa çıkmıştı.
Ve şimdi sergisi, Türkiye ortalamasına göre ‘esaslı’ bir ücret vererek gezilebiliyor…
ZENGİN SANATI MI?
Tesadüf, bu ay Tempo Dergisi için hazırladığım ‘Sokaktan Saraylara’ adlı sokak sanatı dosyasında şöyle yazmıştım:
“Sokak sanatçılarının eserleri dünyanın en ünlü galerileri tarafından dudak uçuklatan fiyatlara satılıyorken, fiyatları kimi zaman müzayedelerle belirleniyorken, sanatçılar tişörtten postere, kitaptan yüzüğe yüzlerce yan üründen ‘dünya para kazanıyor’, en zenginlerin koleksiyonlarına konu oluyorken bazı soruların sorulma zamanı çoktan gelmedi mi: Street art zengin sanatı mı oluyor?” Yanıt hâlâ muğlak da olsa, Bansky’nin eleştirdiği sistemle güzelce flört ettiği kesin!
DAHA ÖNCE İKİ TÜRK’Ü RESMETTi
Şimdi en büyük umudum, daima kimliği gizli olan Bansky’nin sergi bahanesiyle sıradan bir izleyici gibi Türkiye’ye gelip bir ya da birkaç eserini İstanbul’a bırakması.
İngiltere’de yaptığı, çokça haber olan ve hızla silinen ‘çuvalla para taşıyan baba-oğul’ resmi de gösteriyor ki ülkemiz siyasetiyle yakından ilgili.
Bu yazı 13 Ocak 2016 tarihinde Nilay Örnek’in Sözcü Gazetesi’ndeki köşesinde yayımlanmıştır.